Söz&Kalem-Muhammed Nur Çaksü
Enerjiyi kısaca tanımlamak gerekirse, iş yapabilme yeteneğidir denilebilir. Enerji hakkında bilmemiz gereken diğer bir önemli nokta da enerjinin korunuyor olmasıdır. Yani var olan bir enerji kaybolmaktan ziyada sadece başka bir enerjiye dönüşür. Enerjinin en kompleks kısımları üretimi ve dağıtımıdır. Üretim aşaması kendi başına zaten büyük bir hendektir. Bu hendek geçildikten sonra enerji dağıtılır. Bu gibi aşamalardan sonra üretilen enerjinin verimli ve zararsız olabilmesi için bazı çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının çok nazlı ve verimsiz olması, maliyet açısından oldukça dezavantajlıdır. Üretilen DC gerilimin inverterler aracılığıyla AC şebekeye dahil edilmesi de başlı başına bir sorundur. Ac İletim hatları, taşınması ve dağıtılmasının avantajlarından dolayı vazgeçilmez bir şebekedir. Ama iletim ortamdan bağımsız olarak havada data sinyalleri gibi taşınabilir bir enerjinin mümkün olabileceği zaten ispatlanmıştır. Ama bu konuyla ilgili yapılan araştırma faaliyetleri yetersiz ve eksiktir. Üretilen enerjinin hatırı sayılır bir kısmı taşınırken zaten elimizden uçup gitmektedir.
Bu gibi kayıpların ve dezavantajların yanı sıra doğadaki enerji kaynaklarını ve enerji üretim mekanizmalarını incelediğimiz zamana mükemmel bir uyum ve verimin bizi karşıladığını görmekteyiz. Bunun en bariz örneği bitkilerdir. Işık enerjisini kullanarak kimyasal bir enerjiye dönüştürebilen bitkiler, ürettikleri enerji oldukça verimli ve temizdir. Dahası, doğaya da hiçbir zararı yoktur. Bu duruma ateş böceklerinde de rastlamaktayız. Sahip oldukları ışık enerjisini neredeyse sıfır kayıp ile üretmeyi başaran bu canlıların sahip oldukları enerji üretimi mekanizması incelenmeye değerdir. Diğer bir hususta görüldüğü gibi enerji bu canlılara başka bir yerden transfer edilmemektedir. Kendi bünyelerinde bu enerjiyi üretip kullanabilmektedir.
Enerji olmaksızın günümüz dünyasında yaşayabilmek pek mümkün görünmüyor. Şu an ki enerji üretim modellerine alternatif olabilecek zararsız kimyasal çıktısı olan kimyasallarla enerji üretebilmenin yolları aranmalıdır. Doğal ışık kaynakları elde etmek için çeşitli kimyasallarla çalışmalar yapılabilmelidir. Sadece aydınlatma için harcanan elektrik enerjisini minimize edebilirsek, bu kimyasal ışık kaynaklarıyla ekonomiye oldukça fazla bir katkı sağlayacaktır. Bize sunulan mevcut seçeneklerin ötesinde zararsız kimyasal ışık kaynakları ya da ışığın depolanabilmesi ihtimali de değerlendirilmelidir. Tabi ışığın doğrudan ışık enerjisi olarak depolanması mümkün olmasa da başka bir enerji türüne dönüştürülüp daha sonra da ışık olarak kullanılabilmelidir.
Kısacası doğadaki kimyasal enerji üretim modelleri referans alınarak zararsız kimyasallardan enerji elde edebilme arayışı içerisinde olmamız gerekmektedir. Bu gibi örneklerin doğada oldukça fazla olmasının bir sebebi olmalıdır. En çarpıcı örneği ise mitokondrilerin enerji üretim mekanizmasıdır. Bu örnekten hareketle canlı bazı organizmaların kullanımıyla enerji elde edilebilir. Bu enerji üretim yöntemiyle elde edeceğimiz enerji, hem verimli hem de zararsız olacaktır.
Ayrıca çevre sorunlarının başlıca sebebi de şudur; mevcut enerji üretme yöntemlerinin istenmeyen kimyasalları doğaya salması. Bu konu, yıllar önce üzerinde çalıştığım güneş kollektörleriyle elde edilen buharın trenlerde kullanılması ve mevcut kimyasalların devre dışı bırakılmasıydı. Tabi sistemin ne kadar verimli olacağı da ayrı bir tartışma konusudur. Örneğin elde edilen ısı yeterli miktarda buhar üretebilecek mi? Isı kaç saat muhafaza edilebilir? gibi sorular üzerinde durulabilir. İşte bu gibi alternatiflerin yanı sıra zararsız bir kimyasalın aracılığıyla enerji üretebilme seçeneğinin de üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.
Çevre sağlığının üzerinde önemle durulduğu tertemiz bir dünyada buluşmak dileğiyle…